Gitme - Selvi Atıcı

 



Kapağın üstüne kesinlikle karakterler hayal ürünüdür diye büyük harflerle bir not düşülmeli bence ya da şiddetle Mirza bağımlısı olacaksınız da olabilir. Böyle kitaplar okudukça benim olduğum gezegende mi bir sorun var diye düşünmüyor değilim. Çünkü anacım yok yok Mirza gibisi yok! Ben birine aşık olsam Tunç haline denk gelirim muhakkak :D

Kitabın konusu ve içeriğinde bir kaç cümleyle bahsetmek gerekirse; Tunç kendini beğenmiş, her istediğini elde eden, gece hayatına hayli düşkün bir iş adamıdır. Mirza ise ahhh o benim canım, kendisi pek romantik, çocukluğundaki acı bir olaydan dolayı fazla olgunlaşmış, içi pamuk gibi yumuşacık, merhametli ve sevdiğini aşırı kıskanan bir iş adamı. Derseniz ki bu iki kişi zaten aynı kişi değil mi falan diye bu bir çift isim olup tamamen söylediğiniz isme göre karakteri değişebilen bir adamın adı :D Nasıl mı derseniz bunu kitabı okuduktan sonra bana hak vererek anlayabilirsiniz. Hayat'ımız neşeli, çekingen ve kendi gördükleriyle uzaktan Tunç Mirza'ya açık. Yolları hiç beklemediği bir anda kesişen Hayat ve Tunç, Hayat'ın karşılaştıkları ilk akşam sakarlıkları ve tatlı hareketleriyle birlikte ummadıkları çok farklı ve Tunç'un nefretini ve nezaketsizliği ortaya çıkaracak sonuçlar doğuracaktır. Ve Hayat'ın Tunç karşısındaki boyun eğmez, naif ve gururlu hali, Tunç'un içindeki Mirza'nın geç kalınsa bile ortaya çıkmasını sağlıyor. Veee maceraa bu noktadan sonra büyük bir aşkla devam eder :)


Tunç boğmak isteyip de Mirza'yı evimizin oğlu yapmak arasında git geller yaşayarak Mirza'ma bir kere daha vuruldum. Allah'ım bilmem kaç milyon kez boğma isteği yaşasam bile ben Tunç'un bile küçük yaşta Tunç olmuş haline de ayrı bir sevgi büyütmedim değil ama Hayat'a davranış şekline değil! Deryal'i de tekrardan da görmek benim için büyük keyifti. Kesinlikle bağımsızlık yaratan bir seri. Gerek duyguların bu kadar güzel verilmesi gerekse olaylar kitabı sürekli canlı ve bitmeden elinizden bırakamayacak bir hale getiriyor. Yılda bence en az iki kere seri ilaç niyetine baştan okunmalı.

Son olarak kendim için değil ama annem için de Mirza gibi bir damat istiyorum ben arkadaº. Ya da öyle biri evimiz de olsun yaaa baktıkça bakayım, içim açılsın sonra niye bu erkekler gerçekte yok diye isyan bayraklarımı tekrar havaya kaldırayım. Mirza'nın bir alt sürümü bile olsa kabulüm yaaaaaaaa :D Off Selvi Hatun offff yine harika bir kitap yazmışsın. Okumayanlar için ŞİDDETLE tavsiyemdir. Tabi ki de puanım 5/5.








O kadar güzel alıntı yapılacak konuşmalar ve sözler var ki inanın hangisini yazsam diye yorumdan daha çok düşündüm :D


 

" - Allah'ım bunun başıma geldiğine inanamıyorum.
- Bir de olaya iyi tarafından bak. Nasılsa bir gün evlenecektin.
- Ne şimdi ne de sonra, inan bana öyle bir niyetim hiç yoktu, olmayacaktı!
- Şey var ya... Hani şu zavallı genç kadınlara yardım eli uzatan sabah programları... Onlardan birine başvurabiliriz. Yardım edin! Beni evlendiriyorlar."
 
 
" - Ciddiyetten kastın nedir güzelim?
- Şaka ediyorsun herhalde. Nişan, evlilik...
- Ama bu imkansız... Ben zaten evliyim.
- Sen.. Sen.. Sakın bir daha beni arama.
- Beni terk mi ediyorsun?
- Evet.
- O zaman biraz acele eder misin?"
 
 
"- Allah'ım! Aklını mı kaçırdın? Kaşımı patlattın!
- Üzgünüm.
Tam özrünü kabul etmek için başını sertçe eğmişi ki, genç kız kapkara bi öfkeyle,
- Başını hedef almıştım, dedi"
 
 
" Onda bir şey vardı. Bakışında, duruşunda, her hareketinde bambaşka bir şey vardı. Ne olduğunu bilmiyordu. Bilmek içinde uğraşmıyordu. Tunç, ona giden kapıyı bir kere açmış, girişi yapmıştı. Tüm her şeyin -buna hisleri ve düşünceleri de dahil- üzerine hücum etmesine izin veriyordu. Kendisini açık bir hedef gibi hissediyordu. Hayat da onu on ikiden vurup duruyordu."
 
 
"Burnun aktığında silmek istiyorum. Ayakların ağrıdığında ovmak istiyorum. Seni ilgiye boğmak, şımartmak istiyorum. Sana hediyeler almak, imkanım neyi el veriyorsa ayaklarına sermek, her sözünü emir kabul etmek istiyorum. Seni yatağımda, yanımda istiyorum. Allah'ım! Seni öpmek istiyorum. Sarılmak, o farklı kokunu içime çekmek... Seninle uyumak istiyorum. Sonra uyanmak! benim için, bana gülümsemeni istiyorum, bana bakmanı! Aşkıma karşılık vermeni istiyorum. Bana aşık olmanı istiyorum. Benim seni sevdiğim gibi beni sevmeni istiyorum. Kalbini istiyorum. Ruhunu, bedenini. Özetlersek... Seni istiyorum. Her şeyinle."
 
 
" -Bu haftasonu ne yapıyorsun?
- Kahretsin! Hayır. Haftasonu aya yolculuğa çıkıyorum ve bir süre yokum!
- Ben de seni misafir etmeyi düşünüyordum.
- Aklından bile geçirme. Hala ne yaptığını anlamaya çalışıyorum! Bana mı asılıyorsun? Aklıma başka türlüsü gelmiyor. Kırmızı şarap, kristal kadehler... Allah'ım! Cips! Daha ince düşünmeliydin, çok kırıldım. Beni ayartmaya çalışıyorsun, değil mi? Avucunu yalarsın!
- Ben de her şeyin dört dörtlük olduğunu düşünmüştüm" :D :D
 
 
" - Özledim seni.
- Numaranızı tanımıyorum! Kim olduğunuzu bilemediğim için özleyeceğim birisi olup olmadığınızı da bilemiyorum.
- Tarafınızdan görülmemiş bir işkenceye tabi tutulan masum ve saf bir genç.
- Masum ve saf?
- Ben! Ve acımasız, gaddar sen!"
 
 
" - Rica ederim bu sefer dalga geçmeyin. İnanın alınacağım.
- Hayır. Kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. Sadece hasılatı merak ediyorum. Bu defa fazla derine daldın.
- Deryal! Hayat'ı rahat bırakır mısın?
- Tam yedi dakika sevgilim. Bu bir rekor! Kendime nasıl engel olabilirim?
- Lütfen, ona aldırma.
- Aldırmıyorum. Muhtemelen dün gece tavlada yenildiği için böyle yapıyor!
- Dün geceki maçın rövanşını bu akşam göreceğimiz için o konuyla ilgili hiçbir sorunum yok!
- Hile yapıyorsunuz!
- Allah'ım! Cazgır bir gelinimiz var. Hiç utanması yok."
 
 
 
 
DİPNOT: Selvi Ablayla bir röportaj da mı yaptık ne bir blogger arkadaşımla birlikte en kısa zamanda sizlerle olacak bekleyin:)
 
 
 
 

2 yorum :

  1. Ne de güzel yorumlamış bidanem benim <3

    Röportajı sabırsızlıkla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
  2. Yarın inşallah onu da ekliycem canım teşekkür ederim :) <3

    YanıtlaSil

 
Umursamazın Köşesi Blog Design by Ipietoon